Allah Sönmeyen Nurunu Mutlaka Tamamlayacaktır

süleyman çakmak

يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ.  

 (Onlar) Allah’ın nurunu (güya) ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Halbuki Allah, kâfirler hoşlanmasa da nurunu (İslâm dînini) tamamlayacak (gayesine ulaştıracak)tır.” (61/8) 

Onlar ağızlarıyla Allahın nurunu söndürmek istiyorlar: 

Saff Suresi 8. Ayet Hicri III. yılda yapılan Uhud Savaşı’ndan sonra nazil olmuştur. 

Bu ayette geçen Nur kelimesi tefsirlerde; ilim, kitap, peygamber, iman ve İslam anlamlarında yorumlanmıştır. 

Ve yine tefsirlerde Allah’ın nurunu söndürmek istemekten kastın şu iki anlam olduğu belirtilmektedir: 

a) Kâfirler, müşrikler zalimlerdir ve o zalimler Kur’an’a büyü; Allah’ın ayetlerine sihir diye iftira atıyorlardı. (1) 

Allah-u Teâlâ, zalimlerin bu iftiralarını işaretle “Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar” buyurmaktadır.  

b) Müslümanlar Uhud Savaşı’nda büyük kayıplar vermişlerdi. Bütün Araplar, İslâm’ı yok etmek için azimli ve kararlı bir şekilde çeşitli faaliyetler içerisinde idiler. Öte taraftan Medine’nin etrafındaki düşman kabileler bu yenilgiden dolayı oldukça cesaretlenmişlerdi. O dönemde İslâm’ın geleceğinin ne olacağını Allah’tan başka kimse bilemezdi. Şartlar her yönüyle Müslümanların aleyhine gözüküyordu. Müslümanlar, azınlıkta, korku ve endişe içinde idiler. (2) 

Allah-u Teâlâ, kâfir ve müşriklerin tüm bu saldırı ve faaliyetlerine işaretle “Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar” buyurmaktadır. 

Allah-u Teâlâ Hazretleri, bu ayet-i kerime ile Kur’an’a iftira atan ya da İslam’a, Peygambere ve Müslümanlara saldıran zalimleri güneşe ağızlarıyla püf diyen, üfleme ve püflemeleriyle güneşi söndürmek isteyen basit kimselere benzeterek, zalimleri ve dini yok etmek için kurdukları çeşitli oyun ve tuzakları, yalan ve iftiraları hafife (3) almaktadır. Çünkü Allah’ın gücü karşısında, tüm güçler cılız ve güçsüzdür. 

Kâfirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır: 

Allah’ın sözü bütünüyle doğrudur. Allah’ın takdiri bu dini hâkim kılmayı dilemiştir. Öyle ise bunun gerçekleşmesi zorunludur, kesindir. (4) Allah bu ayet ile tüm durum ve şartlarda, İslâm nurunun sönmeyeceğini, İslâm’ı yok etmeye çalışanların böyle bir şeyi gerçekleştirmeye asla güçlerinin yetmeyeceğini, peygamberini galip getirmek suretiyle, dinini de kuvvetli delililerle bütün dinlere üstün kılacağını, bu hak dinin yeryüzüne yayılıp hâkim olacağını ve daha da ışıldayarak (5) tüm dünyaya yayılacağını müjdelemekte ve Müslümanlara inandıkları dinin gelecekteki durumu hakkında bilgi ve moral (6) vermektedir. Bu hitap kıyamete kadar bütün Müslüman nesillere yöneliktir. 

Burada dini üstün kılmak; dünyada bu dini kabul etmeyen kimse kalmayacak anlamında değil bilakis bu dinin mensuplarının kıyamete kadar delil, dil ve kalemle diğer din mensuplarına üstün ve galip olmaları demektir (7). 

Bu ayetler, yenilgi ve üzüntü içindeki sahabenin kalplerini huzura kavuşturmakta, dinlerine daha sıkı sarılmaya teşvik etmekte ve onlar için itici bir güç niteliği taşımaktaydı. Artık huzur içinde Allah’ın üstün kılacağı bu dinin yücelmesi için araç (8) olmaktaydılar.  

Sonuç (Çıkarılması Gereken Dersler): 

Küfür ve İslam arasındaki mücadele o günden bugüne bir an dahi sona ermemiştir. Çünkü Allah seçtiği dini; yaşanılmayan sadece öğrenilen teorik bir din şeklinde ya da geçmişin tozlu sayfaları arasında kalan bir din şeklinde göndermemiştir. Seçtiği dini; bizzat inananlarınca yaşatılan hem gönüllerde hem de gerçek dünyanın tarih sahnesinde yerini alan egemen bir İslam Toplumu şeklinde ortaya çıkarmıştır.  

Bunu hazmedemeyen, çekemeyen kâfir ve müşrikler geçmişte olduğu gibi günümüzde de hatta gelecekte de olacaktır. Bu zalimler; Allah’ın nurunu söndürebilmek için Müslümanlara nesiller boyunca soyutlamalar, hileler, cezalandırmalar, işkenceler, ağır zulümler ile her an aralıksız ve amansız saldırılar yapmışlardır. 

İslam’a, Müslümanlara ve İslami çalışmalara karşı yapılan bu saldırılar; kimi zaman kılıçla, topla, tüfekle kimi zaman ise İslam Toplumu’nun öz bünyesinden çıkartılmış, din sancağı bir kenara itilerek kendisi bayraklaştırılan sahte kahramanlar (9) aracılığıyla yapılmıştır. Zalimler; ellerini güçlendiren bu sahte kahramanları kullanarak her dönemde Müslümanlara son darbeyi vurmayı alışkanlık haline getirmişlerdir. Bu alışkanlıklarına günümüz sahte kahramanlarını kullanarak devam etmek istemektedirler. 

Ancak mü’minler; Allah’ın bu dini hâkim kılacağına dair kesin sözüne iman ederek, Allah’ın zaten tamamlanacak olan Nur’u için araç olmayı gönül huzuruyla kabullenirler, nabızları attığı sürece, kopmayacak şekilde birbirine kenetlenmiş çelik bir zincir gibi, muhabbet ve şevkle safta yerlerini alırlar, üzerlerine serpilmiş ölü toprağından silkinip, sahte kahramanlardan kurtulup, Allah’a ve Peygamberine, peygamberin hakiki varisi günümüzde yaşayan âlimlere uyarak, en karlı ticaret olan Allah yolunda, mallarıyla ve canlarıyla savaşır, çalışır, çabalar, yazar, okur, cehd ederlerse; zalimler saldırı, hile, tuzak, sayı ve teknolojik güç olarak ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, zalimlerin İslam’ın yükselişini durdurma hayalleri, insanların üfleyerek güneş ışığını söndürme çabaları kadar basit kalacak ve mümkün olmayacaktır. 

Bu ve diğer İslami gerçeklerin farkına ve bilincine varıp, 

uygulamaya geçen “Elit İnsanlar”dan olmak ister misin? 

O zaman Kur’an’ı oku, anla ve yaşa.. 

Süleyman ÇAKMAK

instagram.com/suleymancakmak
twitter.com/suleymancakmak
facebook.com/ssuleymancakmak
youtube.com/suleymancakmak

******************

  1. Fahruddin er-Razi, Tefsîr-i kebîr, 29/314 
  1. Mevdudi-Tefhimu’l-Kur’an, İnsan Yayınları: 6/257 
  1. Seyyid Kutub, Fi Zilali’l-Kur’an 
  1. Prof. Muhammed Ali es-Sabuni, Saffetü’t-Tefasir 
  1. Muhammed Esed, Tefsiru’l-Mesaj 
  1. Şamil İslam Ansiklopedisi, Saff Suresi 
  1. Beyzavi Haşiyesi: 3/490; Muhammed Ali es-Sabuni, Safvetu’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 6/422 
  1. Seyyid Kutub, Fi Zilali’l-Kur’an 
  1. Seyyid Kutub, Fi Zilali’l-Kur’an 

 3,011 toplam ziyaretçi,  5 bugünkü ziyaretçi

 3,012 toplam ziyaretçi,  6 bugünkü ziyaretçi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Bu içerik kopyalanamaz!!