21. YÜZYILDA GENÇ OLMAK

Bu yazımızda merak edilen bir konuyu; teknolojinin hızla geliştiği yirmi birinci yüzyılda genç olmak konusunu işleyeceğiz.

Evet çağımızda bilim ve teknoloji hızla gelişmekte, neredeyse her gün yeni bir buluş yapılmakta ve buluşlar neticesinde insan hayatı da oldukça kolaylaşmaktadır.

Ancak aynı hızla hayatın keşmekeşi, telaşesi de hızla artmaktadır. Bu durum genç-yaşlı birçok insanı daha bir gergin ve daha bir mutsuz yapmaktadır.

Ayrıca insanlar aynı mahallede, aynı apartmanda hatta aynı evde bile yalnızlaşmakta ve birbirlerine yabancılaşmaktadırlar. Bununla birlikte ebeveynler ile gençler arasındaki kuşak çatışması artmakta ve aileler parçalanmaktadır.

Bu keşmekeşin ve telaşenin içinde iyice yalnızlaşan, bunalan ve kabuğuna çekilen bir gencin mutsuzluk ve yalnızlık zincirlerini kırıp, gerçek mutluluğa ulaşabilmesinin çaresi nedir?

Düşüncelerin Şekillenişi:

Öncelikle genç kime denir, bunu açıklayalım.

Biyolojik ve psikolojik bakımdan çocukluğun sonuna gelmiş, toplumda sorumluluk alma dönemi olan 12 ile 24 yaş arasında bulunan bireylere genç denmektedir.

Gençlerin düşüncelerini, hayata bakışlarını başta aileleri sonra okul, çevre, arkadaş, sosyal medya, internet ve televizyon şekillendirmektedir.

Yani bir genç “bu benim düşüncem ve ben şu fikrin doğru olduğunu düşünüyorum” derken aslında, yukarıda saydıklarımızın etkisi ve empozesi altında şekillenen düşüncelerini ve doğrularını kastetmektedir.

Aynı genç farklı bir aile, farklı bir çevrede yetişse ve farklı bir eğitimden geçse, şu an kabullenmediği birçok zıt ve farklı düşünceyi “bu benim düşüncem, benim fikrim ve bu benim doğrularım” diyerek savunabilecekti.

Öyleyse, içinde bulunduğumuz 21. Yüzyılda;

  • Haz odaklı düşünceler ile bencillik,
  • Egoizmi ve kibri destekleyen selfiler,
  • Yediğini değil yediğinin resmini paylaşmayı ve röntgenciliği yaygınlaştıran, normalleştiren facebook, instagram gibi sosyal medya,
  • Mütevazi ve paylaşımcı bir yaşam yerine lüks ve bencil bir yaşamı empoze eden televizyon ve diziler

kıskacında şirazesi kayan bir hayatın içinde gençler, gerçek doğruları ve gerçek mutluluğu nasıl bulabileceklerdir?

Mihenk Taşı

Kuyumcular, kendilerine getirilen bir madenin gerçek altın olup olmadığını anlamak ve kalitesini tespit için bir taş kullanmaktadırlar. Bu taşa mihenk taşı denilmektedir. Madeni bu taşa sürterler ve madende kalan ize göre o madenin altın olup olmadığını ve kalitesini anlamaktadırlar.

İşte bunun gibi gençler için de kendilerine sunulan bir fikrin, düşüncenin doğru olup olmadığını, yaşadıkları sevincin gerçek mutluluk olup olmadığını test edebilecekleri bir mihenk taşı gereklidir. Bizler maden olmayıp, birer canlı olduğumuza göre, insanın mihenk taşı ne olmalıdır?

Elimizde son model cep telefonu varsa onu imal eden bir firmada var demektir. Ve bu firma tüm parçalarını kendi imal ettiği telefonun arızalanmadan doğru kullanımını daha iyi bilmektedir. Bu sebeple o telefon için cep telefonu kullanım kılavuzu yayınlar.

Aynı bu örnekteki gibi, mükemmel bir tasarıma sahip insanoğlunun da bir imalatçısı yani yaratısı vardır. Ve bu yaratıcı insanoğlunun zarar görmeden mutlu bir şekilde yaşaması için gerekli olanları daha iyi bilmektedir. Bu sebeple yaratıcı insan kullanım kılavuzu (Kur’an-ı Kerim) göndermiştir.

İnsan Kullanım Kılavuzu

Demek ki, İnsan Kullanım Kılavuzu; bir mihenk taşı görevi görmekte; birey, aile ve toplum hayatının her aşaması ile ilgili doğru ve yanlışları genel esaslar şeklinde bize göstermektedir.

Öyleyse bu insan üstü kılavuzda belirtilen doğrulara göre düşünmek ve yaşamak; aile, okul ve çevrenin bize empoze ettiği yanlış fikirleri tespit edebilmemize yardımcı olacaktır.

Ayrıca bu kılavuzu esas almak; kapitalist ve materyalist dünya düzeninin, internet ve televizyon aracılığıyla, bizlere hükmetmek için beynimize aşıladığı hatalı düşünce zincirlerimizi kırabilmemizi, gerçek özgürlüğe ulaşabilmemizi ve neyin daha doğru ve yanlış olduğunu net bir şekilde anlayabilmemizi sağlayacaktır.

Çünkü şu an gençliğimizin bilinçaltına;

  • Doğruyu söylüyor da olsa kimseyi takma ve hayatını yaşa,
  • Önemli olan ailen ve toplum değil sensin,
  • Asıl olan sadecen senin hayattan haz alabilmendir,
  • Bu yüzden tembellik, boş vermişlik, boş-beleş sohbetler, argo ve küfürlü konuşmalar, gereksiz şakalar, youtuber olmak için şaklabanca davranışlar, alkış almak için dedikodu, lakap takma, alay, yalan, iftira, sigara, alkol, kumar, zina gibi şeyler,
  • Lüzumlu, lüzumsuz tüm harcamaların,
  • Ve eğer sen haz alıyorsan yanlışta olsa istediğin diğer her şeyi yapman

normaldir düşüncesi çaktırılmadan empoze edilmektedir.

Oysa 21. Yüzyılda genç;

  • Kendisine empoze edilen ve kendisini yalnızlığa itecek,
  • Dışlanmasına sebep olacak,
  • Ailesini ve arkadaşlarını kaybettirecek,
  • Kendisi, ailesi, toplum ve insanlık için fayda yerine zarar getirecek,
  • İlerlemesine, gelişmesine ve üretmesine hiçbir katkı sağlamayacak,
  • Ümmete, vatana, millete hiçbir faydası olmayacak

tüm bu yanlış fikirlerden kurtulmalıdır.

Gerçek Mutluluk ve Huzur

21. Yüzyılda genç, gerçek mutluluk ve huzur için;

  • Kullanım kılavuzuna yönelmeli,
  • Onu anlayarak okumalı,
  • Kılavuzda yazan imani ve insani esasları algılamalı,
  • Bu esaslar doğrultusunda hakiki ideal sahibi bir insan olmalıdır.

Ayrıca genç, içindeki gençlik dinamizmi ile şerre (kötülüğe) kilit, hayra (iyiliğe) anahtar olmalıdır.

Genç, haz peşinde koşmak yerine; hatalara ve haksızlıklara karşı çıkmalı, garibanın ve ezilenin yanında olmalıdır.

Genç, kimseyi takmamak yerine; annesine, babasına, akrabalarına ve çevresindeki tüm insanlara mütevazi ve saygılı olmalıdır.

Genç, etrafına, insanlığa, canlılığa zarar veren birisi olmamalıdır. O, uçan kuştan, yerdeki karıncaya, daldaki meyveden, yerdeki papatyaya kadar tüm mahlukatı “yaratılanı sev yaratandan ötürü” düsturuyla sevmeli ve sahip çıkmalıdır.

Genç, boş-beleş bir yaşam tercih etmemelidir. O, içindeki enerjiyi, gücü, dinamizmi boşa harcamamalı, hayırlı çalışmalar için koşturarak, ibadetlerini yerine getirerek ve kaliteli spor yaparak enerjisini faydaya dönüştürmelidir.

Genç, lüzumsuz harcamalar yerine; kapitalizmin kendisine dayattığı tüketim çılgınlığı çarkını kırmalıdır. Ayrıca materyalizmin kendisine dayattığı sekülerleşmeyi red etmelidir. Bunun yerine İnsan Kullanım Kılavuzunun rehberliğinde hem bu dünyasını imar hem ahiretini ihya eden bir yaşamı benimsemelidir.

Genç, vaktini lüzumsuz oyunlarla harcamak yerine; sürekli seçkin okumalar yapmalı, kritik ve analitik yaparak, araştırarak kendini yetiştirmeli; vatanına, milletine ve tüm insanlığa faydalı olmalıdır.

Genç, vaktini lüzumsuz videolarla geçirmek yerine; bilimle, teknolojiyle uğraşmalı, bilgisayarı, telefonu, sosyal medyayı doğru amaçlarla kullanmalıdır. Ayrıca tüm bunları sadece kullanabilen sıradan bir kullanıcı olmakla kalmamalıdır. Bu teknolojileri, yazılımlarını ve daha da ötesini üretebilen bilimsel yeterlilikte bir bilim insanı haline gelmelidir.

Genç, başkalarının ürettiği aşıyı sadece vuran veya kullanan olarak kalmamalıdır. O, sadece corona aşısı değil daha bir çok hastalık için çare bulma ve aşı üretebilme bilimsel donanımına sahip olmalıdır.

Genç, bilimi gelinen son nokta, sonuç olarak görmemelidir. Bilimi sınıf ve ırk ayrımı olmayan daha yaşanılası bir dünya için kapıları açmakta bir anahtar kendisini de bir kanadı din ve diğer kanadı bilim olan bir kuş misali düşünmelidir. Tek kanatla uçulamayacağının bilincinde olmalı ve yaptığı bilimsel çalışmaları ahiretine azık olacak şekilde planlamalıdır.

Gencin çağları ve ufukları aşan ulvi hedefleri olmalı, bu hedefler doğrultusunda azimle ve sabırla çalışmalıdır.

Ne mutlu böyle gençlere!

Ne mutlu böyle gençler yetiştirebilen ailelere, eğitimcilere!

Ne mutlu bu konuda emeği geçen herkese!

Süleyman ÇAKMAK

instagram.com/suleymancakmak
twitter.com/suleymancakmak
facebook.com/ssuleymancakmak
youtube.com/suleymancakmak

 1,806 toplam ziyaretçi,  3 bugünkü ziyaretçi

 1,807 toplam ziyaretçi,  4 bugünkü ziyaretçi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Bu içerik kopyalanamaz!!